4. Kanıtlayıcı Anlatım - Zarf (Belirteç)
Anlama ve Yorumlama
1.etkinlik
İnceleme metninden hareketle kanıtlayıcı anlatımdaki kelime ve kelime gruplarının anlam ve duygu değerlerini aşağıdaki tabloya yazınız.
CEVAP:
Kanıtlayıcı Anlatımın Özellikleri |
|
2.etkinlik
Dilin "göndergesel, heyecana bağlı, alıcıyı harekete geçirme, kanalı kontrol, dil ötesi ve şiir sel" gibi işlevleri vardır. Bu metinde dilin hangi işlevlerinden yararlanıldığını belirtiniz.
CEVAP:
Bu metinde dilin göndergesel işleviyle birlikte kanalı kontrol işlevinden de yararlanılmıştır.
Bu metindeki anlatım biçimini daha önce öğrenmiş olduğunuz öğretici, açıklayıcı ve tartış macı anlatım biçimleri ile karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
CEVAP:
4.etkinlik
CEVAP:
Kanıtlayıcı anlatım çeşitlerini kutucuklardan seçerek ilgili boşluklara yazınız.
1. Makale: Kanıtlayıcı anlatımın en önemli türlerinden biridir. Bu yazı türüne gazete ve der gilerde sık sık rastlarız. Düşünceler gerçeklere dayanır ve halkın kolayca anlayabileceği bir dille aktarılır. Düşünceler kişiseldir, notlarla gösterilmez. Bu yönüyle araştırma yazılarından ve incelemelerden ayrılır. Denemede olduğu gibi samimi bir anlatıma yer yerilmez; anlatım ciddidir.
2.Tenkit (Eleştiri): Bir eseri çeşitli yöntem ve anlayışlarla inceleyip değerlendirmektir. Bazen bir ese ri tanıtmak ve o eser hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmış yazılar anlamında da kullanılmaktadır. Bu yazı türü, eserin olumlu ve olumsuz bütün yönlerini ele alarak güzeli, doğruyu, iyiyi, çirkini, yanlışı bü tünüyle incelemeyi esas alır.
3. Münazara: Karşıt görüşlere sahip iki grubun önceden belirlenen bir konu etrafında düşün celerini jüri ve dinleyici önünde savunmasıdır. Genellikle üçer kişiden oluşan gruplar belli sureler içinde görüşlerini sunarlar. Bu türde amaç tartışmadan çok seçilen konunun etkili bir biçimde kanıtlanmasıdır.
7.etkinlik
Aşağıdaki cümlelerde bulunan zarfların altını çiziniz. Bu zarfların yapılarını ve çeşitlerini boş bırakılan yerlere yazınız.
CEVAP:
- Kitaplar temiz tutulacak. (Basit, durum zarfı)
- Kötü haber tez duyulur. (Basit, durum zarfı)
- Sahilde çok güzel oteller var. (Basit, miktar zarfı)
- Adam çok doğru söylüyor. (Basit, miktar zarfı / Basit, durum zarfı)
- Her şeyi dosdoğru anlat bana. (Pekiştirilmiş, durum zarfı)
- Arkadaşım güzel giyinmeyi çok sever. (Basit, durum zarfı / Basit, miktar zarfı)
- Ben de yürüyerek geleceğim. (Türemiş, durum zarfı)
- Otobüs hemen kalkıyor. (Basit, zaman zarfı)
- Mutlaka gelmelisin. (Basit, durum zarfı)
- Onu hiç görmedim. (Basit, durum zarfı)
- Şimdi gelmezsen darılırım. (Basit, zaman zarfı)
- Yazın köye gidelim. (Türemiş, zaman zarfı)
- Bu kitabı tekrar okumalısın. (Basit, durum zarfı)
- Ben bu kitabı hiç okumadım. (Basit, miktar zarfı)
- Ne söylemek istediğini açık söyle. (Türemiş, durum zarfı)
- Ağabeyin biraz önce geldi. (Birleşik, miktar zarfı / Basit, zaman zarfı)
- Buraya hemen gelmesini istiyorum. (Basit, zaman zarfı)
- Hemen buradan uzaklaş. (Basit, zaman zarfı)
- Derhâl bu kitabı okumaya başla. (Basit, zaman zarfı)
- Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. (Edat grubu, zaman zarfı)
- Saat beşe doğru eve geldi. (Edat grubu, zaman zarfı)
- Kar, akşamdan itibaren hızlandı. (Edat grubu, zaman zarfı)
- Niçin gülüyorsun arkadaş? (Basit, durum zarfı)
- Kahvaltıdan önce kahve içiyordu. (Edat grubu, zaman zarfı)
- Çok konuşanı kimse sevmez. (Basit, miktar zarfı)
- Çok güzel konuşuyorsun. (Basit, miktar zarfı / Basit, durum zarfı)
- Maşallah pek zeki bir çocuk! (Basit, miktar zarfı)
- Şair, gayet beyefendi bir insandı. (Basit, miktar zarfı)
- Fazla konuşan fazla yanılır. (Basit, miktar zarfı / Basit, miktar zarfı)
- Bu gece az uyudu. (Basit, zaman zarfı / Basit, miktar zarfı)
- Manzara olağanüstü güzeldi. (Birleşik, miktar zarfı)
- Buralara daha yaz gelmedi. (Basit, zaman zarfı)
- Cennet kadar güzel yurdum var. (Edat grubu, miktar zarfı)
- Bunu bana nasıl yaparsın? (Basit, soru zarfı)
- Ne bakıyorsun öyle? (Basit, soru zarfı / Birleşik, durum zarfı)
- Hani beni arayacaktın? (Basit, soru zarfı)
8.etkinlik
Yukarıdaki metinde bulunan zarfları, aşağıdaki kutulardan ilgili olanlarına yazınız.
CEVAP:
Durum Zarfları | Zaman Zarfları | Miktar Zarfları | Soru Zarfları |
Hemen hemen Cin gibi Pırıl pırıl Fırıl fırıl Böyle Herhangi bir sebeple Kıpkırmızı İpi çekilen bir kukla gibi Çabucak Kaldırıp | Bazen | Bir nokta kadar Pek | Niçin Niçin |
10.etkinlik
İnceleme metnindeki zarfları bularak bunların cümlelere kazandırdığı anlamları tartışınız. Sonuçlan sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
İNCELEME METNİNDEKİ ZARFLAR |
Önce, okumak için, şöy le bir, çe kilip, oturarak, herhalde, gidermek için, avutmak için, vakit geçirmek için, okunmak için, bir hafta görüp, ertesi haftaya, üç günde, her gün, kıvı rıp ertesi güne, öteki sanatlar gibi, en, çok, herhalde, nasıl, ertesi haftaya, ertesi güne, iyi |
Ölçme ve Değerlendirme
A. Aşağıdaki yaraları doğru-yanlış (D/Y) şeklinde değerlendiriniz.
(D) Konuşmacı ve yazar, üzerinde durduğu konuyu aydınlatmak ve düşüncelerini kabul ettirmek için örneklere başvurur.
(D) Konuşmacı ve yazar konuyu aydınlatmak maksadıyla farklı kişilerin düşüncelerine de müraca at eder.
(Y) Düşüncelerimizi, okuyanlara aynen nakledebilmek için, hangi seviyeye hitap ettiğimizi göz önüne almamız önemli değildir.
(D) Hitap edilen toplumun kültür düzeyi ve beklentilerinin kanıtlama yazılarındaki rolü çok önemlidir.
(D) Birçok yazı türünde olduğu gibi makale yazmak konusunda da üç temel kural vardır: makale için fikir sahibi olmak, malzeme toplamak ve yazmak.
(D) Her şeyden önce makale için birikim ve gözlemlerimize dayanan, hakkında fikirlere sahip ve il gili olduğumuz bir konu seçilmelidir.
(Y) Bizce anlamlı bulunmayan, anlatmaya ihtiyaç duymadığımız konular, makale için anlamlı olabilir.
(Y) Uzun ve ilk okunuşta anlaşılmayan başlıklar, okuyanlarda ilgi uyandırır, derhâl dikkati çeker ve yazıyı önemli kılar.
(D) Makalenin ilgi uyandırması için, elimizde bol örnek bulunmalıdır ancak bu şekilde daha dikkat çekici düşünce ve olayları seçebiliriz.
(D) Seçilen konuda daha önce neler yazıldığını kavramak gerekir. Kütüphane kart ve kataloglarını gözden geçirerek ve Internet'te aramalar yaparak bu konuda fikir edinebiliriz.
(D) Eğer işleyeceğimiz konu ve filmler, spor karşılaşmaları, radyo veya televizyon programları ile il gili ise bunları izlemeli ve araştırmalıyız. Bu sahada fikir sahibi kimselerle konuşmak da malze meyi zenginleştirmeye yarayabilir.
(D) Malzemeyi toplayıp yazmaya başlamadan önce konuyu çözümleyerek ileri sürülen fikri kuvvet lendirmeye ve fikrin geliştirilmesine yarayan gereçleri kullanmaya çalışmalıyız.
(Y) Makale yazmak için üzerinde durulacak fikri ve bu fikri işlemeye yarayan malzemeyi tespit et tikten sonra, başka yazı türlerinde olduğu gibi, düşüncelerimizi kapalı ve soğuk bir üslup ile an latmak şarttır.
(D) Eski bir olayı canlandırma makalenin etkisini artırır.
(D) İyi anlatılmış bir olay, canlı bir betimleme, bazen sayfalarca doğrudan doğruya anlatılan düşün celerden daha verimli olabilir.
(Y) Düşüncelerimizin kabul edilmeme ihtimaline karşılık zaman zaman sert ifadeler ve argo keli melerle makaleyi zenginleştirmeliyiz.
(D) Makalenin başlangıç ve sonuç kısmı ilgi çekici ifadelerle oluşturulmalıdır.
B. Aşağıda boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
- "Nasıl, ne, ne biçim, ne kadar, ne denli, ne şekilde, ne zaman, niçin, neden" kelimeleri soru zarfı olarak kullanılabilir.
- Kanıtlayıcı anlatımda dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır.
- Belirteçler isim soylu sözcüklerdir.
- "En, daha, pek, çok, biraz vb." sözcükler cümlede miktar zarfı olarak kullanılır
C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını "durum" bakımından tamamlayan bir kelime vardır?
- Anlatılanları sessizce dinliyorduk.
- Öğleyin bize geleceğini söylüyor.
- Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi.
- Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz.
E) Aşırı sıcaklardan çamların çoğu kurudu.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer-yön belirteci, tamlayan olduğu için adlaşmıştır?
- Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti.
- Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni iz liyor.
- Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim.
- Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz.
E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye örtmüşler.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirteç (zarf) yoktur?
- Dışarıda dumandan göz gözü görmüyordu.
- Önce konuya çalıştım, sonra soruları çöz düm.
- Herkesin yaptığı şeylere asla tenezzül et mezdi.
- Yıllarca okuduğumuz o güzel okul koca bir harabeye dönmüştü.
- Arkadaşımın tavsiye ettiği kitabı ben de okumayı düşünüyorum.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "zor" sözcüğü, kelime türü bakımından ötekiler den farklıdır?
- Zor işleri hep bana yaptırıyorsun, diye ya kınıyordu.
- İstemeden zor bir çalışmanın içine girmişti.
- Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu.
- Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu anlamıştı.
E) Zor günler geride kaldı; rahat edeceğiz ar tık, diyordu.
5. "O, çocuk doğdu, çocuk oldu." cümlesinde ki "çocuk" sözcüğü, görevi yönünden, aşa ğıdaki cümlelerin hangisindeki "iyi" sözcü ğü ile özdeştir?
- İnsanlar yaşamaya değer en iyi günlerinin geride kaldığına inanırlar.
- Kanımca sen bu işi ondan çok daha iyi ya pabilirsin.
- Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun.
- Öğretmenlerin başlıca görevi, gençliğe doğruyu, güzeli ve iyiyi öğretmektir.
E) En iyi öğretmen, gençlerde öğrenme he vesini ve sevgisini uyandırandır.
6. Aşağıdaki dizelerin hangisinde "böyle" ke limesi ötekilerden farklı bir görevde kulla nılmıştır?
- Böyle ferman etti Cahit!
- Bu rüzgâr her vakit böyle esmeyecek!
- Bu meclis böyle kalmaz, mestler mahzun olur bir gün.
- Yıldırımsız ve baltasız küçük orman böyle devrildi.
E) Eve tuz ve ekmek götürmeyi böyle hava larda unuttum.
7. Makalenin istenen ilgiyi uyandırmasında aşağıdakilerden hangisi etkili değildir?
- İşlenilecek ana düşüncenin ve ayrıntının iyi seçilmesi
- Olay, fıkra, diyalog, betimleme, hikâye, hatıra gibi birçok eski ve yeni türlerden ya rarlanılması
1. Düşsel (Fantastik) Anlatım - Edat (İlgeç)
Hazırlık
Aşağıdaki metinde boş bırakılan yerlere kutucuklardan seçeceğiniz uygun kelimeleri yazınız.
CEVAP:
Şahlanmış bir at gibi duran adam, kendini daracık bir saha içinde esir ve hapsedil-miş hissediyor du. Kurtulmak için tek bir ümidi kalmıştı. Her şeye rağmen ölümü göze alması gerekiyordu. Çünkü sadece annesi değil, ondan başka kendisini bekleyen bir yığın insan vardı.
Metin inceleme
- "Robbie, Sihirli Elma, İki Güvercin Hikâyesi ve Hayal Dükkânı" isimli metinlerden hareketle düş sel yazılardaki olay örgüsü, kişi, mekân ve zaman bütünleşmesinin özelliklerini belirtiniz.
CEVAP:
Düşsel yazılarda olay örgüsü; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip, hayal ürünü olaylardan oluşur. Kişiler, çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler. Mekân; olağanüstü, düşsel öğelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir. Zaman belirli ya da belirsizdir. Bazen zaman ötesi nitelikler taşır.
- Yukarıdaki hikâye, masal, fabl ve şiiri inceleyerek düşsel anlatımla oluşturulmuş metinlerin ortak özelliklerini maddeler hâlinde yazınız.
CEVAP:
Düşsel anlatımla oluşturulmuş metinlerin ortak özellikleri:
- Düşsel anlatımda konu ve olaylar; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip, hayal ürünüdür.
- Zaman belirli ya da belirsizdir; olağanüstü özelliklere sahip olabilir.
- Mekân, olağanüstü, düşsel öğelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.
- Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler.
- Düşsel anlatımda hayal, varsayım, abartma, kişileştirme gibi unsurlar çok kullanılır.
- Daha çok di’ li veya miş’li geçmiş zaman kipi kullanılır.
- "Robbie" isimli hikâyede "robot", "İki Güvercin Hikâyesinde ise "güvercinler" kişileştirilmiştir. Ki şileştirme ile anlatılan olayların özelliklerini bulunuz. Bunları defterinize yazınız.
CEVAP:
Kişileştirme ile anlatılan olaylar, aslında insanlar arasında var olan ya da olabilecek olaylardır. Genellikle bu tür olayların anlatımında amaç; insanlara ders vermektir.
- "Hayal Dükkânı" isimli şiirde şair, gerçek hayatta ulaşamayacağı ve elde edemeyeceği imkânları, bir çocuk olarak düş dünyasında nasıl dile getirmiştir? Anlatınız.
CEVAP:
Şair; yıldızlara ulaşmak, ulaşıp dünyadaki resmine bakmak, oradan aya geçmek ve ona misafir olmak, geçerken yanmayan kandilleri tek tek yakmak, Ay'ı avuçlarına almak, sonra oturup gecenin gündüzle dostluğunu görmek, saçlarını güneşin sarılığında taramak, hoşgörülü olma sırasının gündüze geldiğini görmek, bulutları kendine yatak, geceyi üzerime yorgan edinmek ve uyandığında şiirler mırıldanmak istemektedir.
- Düşsel anlatım hangi metin türlerinde kullanılmaktadır?
CEVAP:
Masal, fabl, hikâye, roman, şiir gibi sanatsal metinlerde kullanılır.
- Şiirde geçen altı çizili sözcüğün tek başına bir anlamı var mıdır? Niçin? Sebepleriyle belirtiniz.
CEVAP:
Şiirde geçen “için” sözcüğün tek başına bir anlamı yoktur. Çünkü bu sözcük edattır. Edat soylu sözcüklerin tek başına anlamı yoktur.
- Okuduğunuz metinlerdeki edatları bulunuz, bunların kullanılma nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
ROBBİE metnindeki edatlar | İle (boruyla, düzgünlükle, gözleriyle, hırsızlıkla, dikkatle, kolaylıkla, inatla, tavırla, kollarıyla, cesaretle, hızla), için, -e kadar, -e doğru, gibi, üzere. |
SİHİRLİ ELMA metnindeki edatlar | İle (söylemekle), mi, -e dair, için, -dan başka |
1.etkinlik
"Gökyüzünden bu güzel yıldızları sizin için topladım."
Bu cümledeki "için" sözcüğünü çıkardığımızda cümlenin anlamında nasıl bir değişiklik olur? Cümlenin anlamı daralır mı, bozulur mu? Anlatınız.
CEVAP:
Bu cümleden “için” sözcüğünü çıkardığımızda cümlenin anlamı bozulur.
"için" edatının yerine başka kelime gelip gelemeyeceğini belirtiniz.
CEVAP:
"için" edatının yerine başka kelime gelemez. Ancak kendisinden önceki kelimeyi –e hal eki ile tekrar çekimlersek (“size”) aynı anlamı (aitlik) verebilir.
"Sınavda kaldığından ağlıyor." cümlesinde altı çizili ekin yerine hangi sözcüğü getirebiliriz? Bu ek cümleye hangi anlamı katmıştır? Siz de edatların yerini tutan eklere örnekler veriniz.
CEVAP:
Sebep anlamı bildiren bu ek yerine, yine sebep anlamı bildiren “için” edatını getirebiliriz.
2.etkinlik
Hazırlık ve İnceleme bölümlerinde verilen metinler “düşsel yazı”'dır. "Kış Çetin Geçecek" isimli hikâye ise "düşsel olmayan kurmaca bir yazı"dır. Düşsel yazılarla düşsel olmayan kurmaca yazıları te ma ve yapı bakımından karşılaştırınız. Sonuçlan defterinize yazınız.
CEVAP:
Düşsel anlatımla oluşturulmuş yazılarda; tema, tamamen hayali unsurlardan oluşur. Düşsel olmayan kurmaca yazılarda ise; tema, konuyla ilgili olarak günlük yaşama ait, yaşanabilir özelliktedir.
4.etkinlik
"-e" hâlindeki kelimelerle birlikte kullanılan "göre" edatının cümleye kattığı anlamları aşa ğıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Bana göre böyle bir işe girişmemelisin. (görecelik)
- Herkes ayağını yorganına göre uzatmalı. (Ölçü, miktar)
- Gelen haberlere göre ikisi de suçsuzmuş. (yönünden)
- Hüseyin. Ali'ye göre biraz gençtir. (karşılaştırma)
5.etkinlik
Yalın hâldeki veya "-e" hâlindeki kelimelerle birlikte kullanılan "kadar" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Kardeşi kadar bu işe uygun değil. (karşılaştırma)
- Fotoğrafınızı görünce sizleri görmüş kadar oldum. (ölçü)
- Eşyaların fiyatı üç bin kadar tutmuş. (yakınlık)
- Akşama kadar senin gelişini bekledik. (zaman)
- Çocuk, okula gidene kadar bir şiir ezberlemiş. (mesafe)
6.etkinlik
Yalın hâldeki veya iyelik eki almış kelimelerden sonra kullanılan "için" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boş bırakılan yerlere yazınız.
CEVAP:
- Derse geç geldiği için anlatılanları dinleyemedi. (sebep)
- Bunu sizin için aldık. (aitlik)
- Kitap için bir milyon vereceksiniz. (fiyat)
- Bizim için ne diyorlar? (hakkında)
- Vatanımız için her şeyimizi feda ettik. (uğruna)
- Fakirlere yardım etmek için para biriktiriyormuş. (amaç)
8.etkinlik
CEVAP:
Genellikle "-le/-la" şeklinde ek olarak kullanılan ve bitişik yazılan "ile" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
- Kastamonu'ya otobüsle gidersen iyi olur. (araç)
- Çocuklar buraya anneleriyle geldiler. (beraberlik)
- Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum)
- Sabahlan tren gürültüsüyle uyanırız. (neden)
"Kastamonu'ya otobüs ile tren gider." cümlesinde "ile"nin görevi nedir? Hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilen kelimeleri tespit ediniz. Bunları örneklendiriniz.
CEVAP:
Bu cümledeki “ile” bağlaç göreviyle kullanılmıştır. Çünkü “ile”nin yerine “ve” bağlacı getirilebiliyorsa “ile” bağlaçtır, getirilemiyorsa edattır.
Örneğin; “Kastamonu’ya otobüs ile gidilir.” cümlesinde “ile” yerine “ve” bağlacı getirilemediği için “ile” edattır.
Türkçede “yalnız” ve “ancak” sözcükleri de hem edat hem de bağlaç olarak kullanılabilmektedir. Bu durumda bu sözcüklerin yerine “fakat” bağlacı getirilebilirse bağlaçtır, getirilemezse edattır.
Örneğin; “Bu soruyu yalnız ben çözebilirim.” cümlesinde “yalnız” sözcüğünün yerine “fakat” getirilemediği için edattır. “Bizimle gelebilirsin; yalnız yaramazlık yapmayacaksın.” cümlesinde ise “yalnız” sözcüğünün yerine “fakat” bağlacı getirilebildiği için bağlaçtır.
10.etkinlik
Genellikle mastar hâlindeki eylemlerden sonra kullanılan "üzere" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Kütüphaneye gitmek üzere evden çıktı. (amaç)
- Bu kitabı geri vermek üzere alabilirsin. (şart, koşul)
- Acele edelim, otobüs kalkmak üzere. (zaman, yakın olma)
- Bu yazıyı daha önce yazıldığı üzere yeniden düzenledim. (gibi)
11.etkinlik
"Ancak" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez için deki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Son söyledikleri ancak bir meleğe ait olabilirdi. (sadece)
- Bu yakıt bize ancak iki ay yeter. (olsa olsa)
- Bugün çıkmışlarsa aksama ancak gelirler. (belki)
12.etkinlik
"-e" hâlindeki kelimelerle birlikte kullanılan "karsı" edatının cümleye kattığı anlamlan aşa ğıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Şiire karşı ilgisi yok denecek kadar azdı. (hakkında)
- Fırtına sabaha karşı yeniden başladı. (doğru, sularında)
13.etkinlik
"Sanki" edatının cümleye kattığı anlamlan aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez için deki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Sanki bahar gelmiş. (gibi, benzetme)
- Sanki suç benimmiş de bana öyle davranıyorlar. (inanmama)
- Sanki aldın da ne kazandın? (uyarı, kızma)
14.etkinlik
"gibi" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek ilgili boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Benzerlik anlamı katar: “Aslan gibi çocuk.”
- Zaman anlamı katar: “Çantasını aldığı gibi kendini sokağa attı.”
- Eşitlik anlamı katar: “Olayı görmüş gibi oldum.”
15.etkinlik
"-den" hâlindeki kelimelerle birlikte kullanılan "beri" edatının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Akşamdan beri seni bekliyorum. (zamanın başlangıcı)
- Köyden beri sizi takip ediyorum. (mekânın başlangıcı)
16.etkinlik
"Beri" sözcüğü aşağıdaki cümlelerde farklı görev ve anlamlarda kullanılmıştır. Bu cümle lerin yanındaki kutucuklardan "beri" sözcüğünün görevini işaretleyiniz.
CEVAP:
- Biraz beriye gelir misin? isim sıfat zarf edat
- Dağın beri yakasında bizim tarla var. isim sıfat zarf edat
- Beri gel barışalım. isim sıfat zarf edat
- Yıllardan beri hep bu haberi bekledik. isim sıfat zarf edat
17.etkinlik
"-e" hâlindeki kelimelerle birlikte kullanılan "doğru" edatının cümleye kattığı anlamları aşa ğıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Arabamız ovaya doğru yol alıyordu. (mekâna yönelme)
- Akşama doğru şenlikler yine başlayacak. (zamana yakınlık)
18.etkinlik
"Doğru" sözcüğü aşağıdaki cümlelerde farklı görev ve anlamlarda kullanılmıştır. Bu cüm lelerin yanındaki kutucuklardan "doğru" sözcüğünün görevini işaretleyiniz.
CEVAP:
- Doğru konuşmak her insanın görevidir. ısım sıfat zarf edat
- Doğru cevabı bulmak için çok uğraştı. isim sıfat zarf edat
- Tahtaya bir doğru çiz, dedi. isim sıfat zarf edat
- Adam eve doğru koşmaya başladı. isim sıfat zarf edat
19.etkinlik
Canım Kitap
Kitap, bizi avuttuğu üzere (gibi) yükseltir de. Kısa hayatında insanın edindiği tecrübeler ne gibi (kadar) azdır! Oy saki şiirler ve romanlar, yaratıcılarının türlü iç tecrübeleriyle kaynaşır. Onlarla zenginleşir, onlarla eksik liklerimizi gideririz. Bir şeyler öğrenmek göre (için) roman veya şiir okuduğunu sanmıyorum. Sanatçı bir şey ler öğretmek, bazı doğruları göstermek amacıyla yazmıştır ki okuyucu öğrenmek kadar (üzere) okusun! Fikir eseriyle sanat eserinin ayrıldığı nokta işte burada!
Kitabın Tılsımlı Sarayı Yukarıdaki metinde altı çizili edatlar yanlış kullanılmıştır. Yanlış kullanılan edatların yerleri ne doğru kullanımlarını yazınız.
CEVAP:
(Cevap metin üzerinde verilmiştir.)
Metindeki "ve, ile" kelimelerinin yerine virgül ve noktalı virgül getirilebilir mi? Niçin?
CEVAP:
Getirilebilir; çünkü virgül ve noktalı virgülün cümledeki görevi, “ve, ile” bağlaçlarının bağlama görevini yerine getirmektir.
Edatların cümle içerisinde nasıl grup oluşturduğunu yukarıdaki etkinliklerden hareketle açıklayınız.
CEVAP:
Edatlar; genellikle kendilerinden önceki sözcüklerle anlam ilgisi kurarak ve grup oluşturarak sıfat ve zarf görevi üstlenebilmektedir.
Örneğin; “gibi” edatı aşağıdaki cümlelerde iki farklı görevde kullanılmıştır:
“Adam, arı gibi çalışıyor.” cümlesinde “gibi” edatı “arı” ismiyle anlam ilgisi kurarak grup oluşturmuş ve bu edat grubu cümlede “çalış-“ fiilini belirttiği için zarf göreviyle kullanılmıştır.
“Senin baban arı gibi bir adam.” cümlesinde ise “gibi” edatı yine “arı” ismiyle anlam ilgisi kurarak grup oluşturmuş ve bu kez bu edat grubu cümlede “adam” ismini nitelediği için sıfat göreviyle kullanılmıştır.
Edat gruplarının cümlelerdeki görevleri nelerdir?
CEVAP:
Edat grupları cümlelerde genellikle sıfat, zarf ya da edat görevi üstlenmektedir.
Ölçme ve Değerlendirme
A. Düşsel anlatımla oluşturulmuş metinler ve edatlarla ilgili aşağıdaki bilgi ve yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.
(Y) Düşsel anlatımla oluşturulan metinlerde abartı yoktur, sosyal yaşam tüm gerçekliğiyle gözler önüne serilir.
(D) Düşsel anlatımda olaylara karışan insanlar ve diğer varlıklar oldukça çeşitlidir. Bunlardan bazı ları insanüstü ve doğa dışı varlıklardır: cinler, periler, devler, ejderhalar...
(D) Duyduğumuz, okuduğumuz olayların hepsine "yaşanmıştır" diyemeyiz; bir kısmı düşsel âlemin imkânlarıyla tasarlanmış olabilir.
(D) Düşsel anlatımla yazılan destanlarda, fabllarda ve özellikle masallarda zaman, değişik düzenle melerle hızla geçer.
(D) Masallarda adı geçen Kafdağı, düşsel anlatımın bir mekânıdır. Dış dünyada bir gerçekliği yok tur. Zümrütten yapılmış, gökyüzüne renk veren, her köşesi ayrı bir yapı taşıyan masal dağıdır.
(D) Masallarda genellikle hayalî bir padişah, Keloğlan, peri kızı, cinler, periler, cüceler, devler, cadı lar, akıllılar, deliler, haksızlıklar, kötülükler, bu kötülüklere karşı direnen yiğit, bu yiğidi destekle yen halkın yaşadığı olaylar yer alır ve sonunda haklının üstün geldiği anlatılır.
(Y) Düşsel anlatımdan yalnızca masallarda yararlanılır.
(D) Edatlar cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında eksiklik, daralma ve bozukluk ortaya çıkar.
(D) Edatlar yalın hâlde kullanılabildikleri gibi kendinden önceki kelimelerle grup da oluşturulabilir. Bazı edatlar ise ancak hâl ekleri ile birlikte kullanılabilir.
(D) Edatlar isimlere getirilen ekleri alarak isim gibi kullanılabilir.
(Y) Yazarın amacı, bir düşünce veya tezi savunup bu konudaki haklılığını kanıtlamaktır.
(D) Yazar, bir olayı veya durumu okuyucuya bütün özellikleriyle duyurmak için hayal unsurundan yararlanır.
(D) Masal, fabl, hikâye veya şiirde kurulan hayaller; okuyucunun metni, sanatçının da zihninde uyanan duygu ve düşünceyi algılamasını sağlar.
(D) İnsanlar bazen hayal gücünü kullanarak yaşadıkları dünyanın şartlarını değiştirip rüyalardakine benzer fantastik bir ortam oluşturabilir.
(D) Masallarda olayların geçtiği mekânlar gerçekten mevcut olan yerler değildir. Mekân masala öz gü düşsel bir ülkedir.
(D) Varlıklar, olağanüstüye gerçeklik duygusu verebilmek için düşsel anlatım dünyasında insanlar gibi yaşatılır.
(Y) Yazar, zaman zaman dünya ve siyaset görüşlerini aktarır.
(D) Yapıyı meydana getiren öğeler arasındaki ilişki değişmez. Değişiklik, iletişime katılan öğelerin farklılığında aranır.
(D) Okuduğumuz roman ve öykülerde, seyrettiğimiz oyun ve filmlerde anlatılan olayların bir kısmı düşsel anlatımla tasarlanmıştır: "fabl" ve "masal"larda ise anlatılan olayların hepsi düşsel anla tımın örnekleridir.
(D) Düşsel anlatımın ve hayal gücünün imkânları kullanılarak, yaşanan mekân ve zaman aşılarak kısa süreliğine de olsa fantastik bir âleme yolculuk yapılmış olur.
B. Aşağıdaki cümlelerde geçen edatların altını çiziniz ve hangi anlamda kullanıldıklarını boş bırakılan yerlere yazınız.
- Bu sıcacık yerde sabaha kadar rahat rahat uyuyabilirdi. (miktar)
- Öğrenimini hayırseverlerin yardımıyla sürdürüyor. (sayesinde)
- Kasabada sadece Rıfat'ın sohbetine doyum olmuyordu. (tek, yalnız)
- Diğer çocuklara göre daha akıllı ve usluydu. (karşılaştırma)
- Bahçede güllere karşı oturmuş, kahve içiyordu. (mekân)
- Naci'den hafta sonu vermek üzere biraz borç para aldım. (şart, koşul)
- Ve yalnızlık, bir bardak çay kadar yalnızlık. (benzerlik)
- Kötüler olmasaydı iyilerin değeri bilinir miydi? (soru)
- Bir derdi oldu mu beni buluyor. (zaman)
- Dünyada ölümden başka her şey yalan. (karşılaştırma)
- Kışın buradaki hava çok sert değil. (olumsuzluk)
- İstanbul'a gelince yalnız benim dediklerimi yapacaksın. (sadece, tek)
- Okula son model arabasıyla geldi. (araç, vasıta)
- Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller. (benzetme)
- Çocuğu kolundan tuttuğu gibi okula götürdü. (zaman)
- Eleştirmenimiz bu kitap için yorum yapmaktan kaçındı. (ilgili)
- Tahir ancak babasının sözünü dinler. (sadece, tek)
- Tarhana çorbasını kimse annem kadar güzel yapamaz. (karşılaştırma)
- Kardeşinden haber alıncaya kadar gözüne uyku girmemiş. (zaman)
- Beklediğimiz misafir sabaha karşı geldi. (zaman)
- Seni hiç unutur muyum? (soru)
- Bu sınıfta Ariften sonra en çok Aykut sevilir. (karşılaştırma)
- Soluduğumuz hava değil, elemdi akşamlan. (olumsuzluk)
- Elindeki kitabı sabahtan beri bitiremedi. (zaman)
- Okul ihtiyaçlarını karşılamak üzere kırtasiyeye gitti. (amaç)
- Vakit geç olduğu için bu gece amcamlarda kaldım. (sebep)
- Babasının dediğine göre bu yaz köy kalabalık olacakmış. (açıklama)
- Sonsuza dek mutlu olarak yaşadılar. (miktar)
- Ona yardım etmeme rağmen yüreğimdeki ağırlık silinmedi. (karşın)
- İyi bir öğrenim görmek üzere yurt dışına çıktı. (amaç)
C.Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. "Gerçekte yaşanmamış, görmediğimiz, duymadığımız bazı olayları, hayal gücümüzü kul lanarak tasarlayabiliriz. Geçici bir hayata ve sı nırlı bir güce sahip olan biz insanlar, sonsuz bir isteme duygusuyla da donatılmışızdır. …….bazen gerçek hayattan çıkıp hayal dünyasına doğru bir yolculuk başlatabiliriz."
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
- Tartışmacı anlatımla
- Açıklayıcı anlatımla
- Düşsel anlatımla
- Kanıtlayıcı anlatımla
E) Öğretici anlatımla
2. "Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor."
"İle" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi sinde bu cümledekiyle aynı görev ve an lamdadır?
- Bugün radyo ile televizyonun hayatımızda ki yeri ve önemi yadsınamaz.
- Ona göre ahlak, düşündüğü ile yaptığı arasındaki benzerliktir.
- Sinekli Bakkal ile Tatarcık. Halide Edip’in toplumsal konulu iki romanıdır.
- O, deyimleri ve tekerlemeleri ile İstanbul Türkçesinin güzelliğini yansıtmıştır.
E) Onu en çok ilgilendiren, gazetenin gülme ce sayfası ile spor haberleridir.
3. Düşsel anlatım ile ilgili aşağıdaki bilgiler den hangisi yanlıştır?
- Tümüyle düş gücünün ürünü olan, ger çeklikle ilgisi bulunmayan, sunduğu evreni inandırıcı kılma yolunda bir kaygı taşıma yan anlatım düşsel anlatımdır.
- Düşsel anlatımın unsurları düşsel evrende oluşturulur.
- Hayalin ön planda olduğu ve gerçek dün yanın mantığı söz konusu olmadığı için düşsel anlatımda her türlü olağanüstülük ler normal kabul edilir.
- Düşsel anlatımda hayatın tüm gerçekleri, sosyal problemler ve bunların çözüm yolla rı sanal olanaklardan da yararlanarak oku yucuya sunulmaktadır.
E) Düşsel anlatımlarda iyi-kötü, zengin-yoksul, güzel-çirkin gibi karşıtlıklar ön plana çıkarılır.
4. Bu öyküde, ölülerin canlandığı bir sahne yer almaktadır. Yazar bu sahneyi çıkarsa ve "kah ramanların vücutlarını öpen sayısız kırmızı ke lebek" imgesini "vücutları kana bulandı" gibi sıradan bir ifadeyle değiştirseydi belki öykü nün tadı azalır, fantastik boyutu kaybolurdu. Ama öykü, anlamından ve temasından hiçbir şey yitirmezdi. İyi bir fantastik öykü de böyle olmalı. İçinden hayal gücünü çıkardığınızda kalan metin hâlâ eskisi kadar okunurluğunu koruyorsa, işte o, iyi bir edebiyat yapıtıdır.
Bu parçada, iyi bir fantastik edebiyat yapı tında bulunması gerekli niteliklerden han gisine değinilmemiştir?
- Düşsel öğeler üzerine temellenmesine
- Klişe sözlerin yeni çağrışımlarla biçimlendirilmesine
- Anlatımla anlatılan arasında bağıntı bulun masına
- Güçlü bir içeriğinin olmasına
E) Öğretici bir yönünün bulunmasına
Sayfa 178 ile 185 Arası Cevaplar
2. Gelecekten Söz Eden Anlatım-Bağlaç
Metin İnceleme
- Gelecekten söz eden anlatımla oluşturulmuş metinlerin ortak özelliklerini bulunuz.
CEVAP:
Gelecekten söz eden metinlerin ortak özellikleri:
- Gelecekten söz eden metinler varsayım ile oluşmuştur.
- Gelecekten söz eder.
- Verilerden yola çıkılarak geleceğe ait tahmin yapılabilir.
- Olandan çok olması istenilen anlatılır.
- Gerçekleşmesi mümkün olmayan tasarı ve düşünceler (ütopya) anlatılır.
- Genellikle gelecek zaman ifadesi kullanılır.
- Bu üç metni gelecekten beklenenlerin gerçekleşip gerçekleşmemesine göre karşılaştırınız. So nuçları belirtiniz.
1.metinde gelecekten beklenenler gerçekleşmiş, 2.ve 3.metinde ise gerçekleşmemiştir.
- İlk metinde çocuğun gelecekle ilgili hayali nedir?
CEVAP:
Günün birinde bir at çiftliğine sahip olmak.
- Öğretmen, çocuğun hayalleriyle ilgili yazmış olduğu yazıyı neden beğenmiyor? Çocuk niçin öğ retmeninin beğenmediği bu ödevi hiç değiştirmeden geri veriyor?
Öğretmen, çocuğun hayalleriyle ilgili yazmış olduğu yazıyı, o hayalleri gerçekçi bulmadığı için beğenmiyor. Çocuk, öğretmeninin beğenmediği bu ödevi, hayallerini gerçekleştirme hususunda inatçı ve azimli olduğu için hiç değiştirmeden geri veriyor.
- Çocuğun hayalini gerçekleştirmekte inatçı olmasını doğru buluyor musunuz? Anlatınız.
- Çocuk bir at çiftliğine sahip olmak yerine bir uzay gemisinin kaptanı olmayı hayal etseydi sizce metnin devamında olaylar nasıl gelişirdi? Sözlü olarak ifade ediniz.
- "Hayal hırsızlığı" sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.
- Gelecekten söz eden anlatım gelecekle ilgili varsayımlarımızı ihtiva eder. Genellikle ihtimal bildi ren kelime veya kelime grupları ile gelecek zaman kipiyle çekimlenmiş fiiller kullanılır. Metinlerdeki bu unsurları bulunuz ve bunların işlevlerini belirtiniz.
CEVAP:
Öncelikle başladığım işi bitireceğim. İki sene evvel iyi bir avukat olmak için girdiğim hukuk fakültesini bitirip bir büro açmak istiyorum. Bir de işlerden arta kalan zamanda yıllardır biriktirdiğim notların kitaplaştırılması lazım. Tabii ki kitap çıktıktan sonra kitapevlerinde yapılacak imza günleri epey vaktimi alacak gibi. Olsun, okuyucularımla yapacağım sohbetler bana ayrı bir haz verecektir.
- Yukarıdaki şiirde şair, gelecekle ilgili olarak nasıl bir dünya düşünüyor? Açıklayınız.
CEVAP:
Hırsın, kinin kapısının kapandığı, yüzlerde çocuksu gülümsemenin olduğu, gözlerde sevginin ışığının yandığı, yaşlıların korkusuz, çocuklar mutlu olduğu, gençliğin sevinç yaşatmak için birbiriyle yarıştığı, her renk yüreğin hep aynı anlayışla çarptığı, bayrakların hep aynı rüzgârla okşandığı, yeryüzünde sürekli bir olimpiyat şenliğinin yaşandığı, her şeyin iyilik, güzellik, dostluk üstüne olduğu, aklın aydınlığında ve duygunun selinde yıkanmış, ülküsü kardeşlik olan, günlük güneşlik bir dünya düşünüyor.
- Metinlerdeki bakış açılarını belirleyiniz. Bunları defterinize yazınız.
- "Her Şey Gelecek" adlı metinde yazar gelecekle ilgili planlarını nasıl anlatıyor? Belirtiniz.
- Yukarıdaki metinde bazı kelimeler belirginleştirilmiştir. Bu kelimeler tek başına bir anlam ifade eder mi? Niçin? Sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
Belirginleştirilmiş kelimeler tek başına bir anlam ifade etmez. Çünkü bunlar edattır.
- Altı çizili kelimeler, kullanıldıkları cümlelerde nasıl bir görev ve anlam kazanmıştır? Açıklayınız.
CEVAP:
Altı çizili kelimeler bağlaçtır ve kullanıldıkları cümlelerde eş görevli kelimeleri, söz gruplarını ve birbiriyle anlamca ilgili cümleleri bağlarlar.
- Altı çizili kelimeler cümleden çıkarıldığında, cümlenin anlamında bir değişiklik veya daralma olup olmadığını tartışınız. Sonuçlan defterinize yazınız.
CEVAP:
Altı çizili kelimeler cümleden çıkarıldığında, cümlenin anlamında bir değişiklik olmamakta, ancak daralma olmaktadır.
- Belirginleştirilmiş kelimelerle altı çizili kelimelerin en önemli farkı nedir? Açıklayınız.
CEVAP:
Belirginleştirilmiş kelimeler edat, altı çizili kelimeler ise bağlaçtır. Edatlar, genellikle kendisinden önceki kelimelerle anlam ilgisi kurup cümlede görevli (edat, sıfat ve zarf) olarak kullanılır. Bağlaçlar ise cümlede yapı bakımından bir görev üstlenmez, ancak cümleye farklı anlamlar katar.
- Metinlerde zaman bildiren sözleri ve çekimli fiilleri tespit ediniz. Bunların hangi anlamda ve ni çin kullanıldıklarını açıklayınız.
- Düşsel anlatımla gelecekten söz eden anlatımı karşılaştırınız. Benzer ve farklı yönlerini sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
“Düşsel anlatım” ile “Gelecekten söz eden anlatım” arasındaki benzerlik ve farklılıklar:
- Gelecekten söz eden anlatımda ve düşsel anlatımda kişinin kendi hayal dünyasındakiler dile getirilir ve buna göre bir anlatım yolu seçilir.
- Düşsel anlatımda gerçeklikle ilgisi olmayan tamamen çağrışımlara dayalı olaylar, kişiler, varlıklar, zamanlar anlatılır ve bu yapı unsuruyla konu ve tema oluşturulur.
- Gelecekten söz eden anlatımda ise gerçeklerden yola çıkılarak tahmine dayalı bir anlatım yolu benimsenir.
- Gelecekten söz eden anlatım gerçeğe daha yakındır.
- İlk üç metindeki bağlaçları bularak bunların kullanılma nedenlerini açıklayınız.
CEVAP:
METİNLER | BAĞLAÇLAR |
Hiç Hayallerinizden Sıfır Aldınız mı? | ve, hatta, de, da, ki |
Bir Dünya Düşünürüm | da, ve, ki |
Her Şey Gelecek | da, -le(ile), de, ama, ki |
Anlama ve Yorumlama
3.etkinlik
Düşsel ve gelecekten söz eden anlatımla yazılmış yazıların benzer ve farklı yönlerini aşağı daki tabloya yazınız.
CEVAP:
Benzer yönleri | Farklı yönleri |
Her iki anlatım türünde de kişinin kendi hayal dünyasındakiler dile getirilir ve buna göre bir anlatım yolu seçilir. |
|
4.etkinlik
Benim dinim ne ümittir ne korku;
Allah'ıma sevdiğimden taparım.
Ne cennet ne cehennemden bir korku
Almaksızın vazifemi yaparım.
Ziya GÖKALP
Yukarıdaki dörtlükte bulunan “ne...ne”leri inceleyerek aşağıdaki soruları cevaplayınız.
Birinci dizede hangi öğeleri bağlamıştır?
CEVAP:
Yüklemleri bağlamıştır.
Üçüncü dizede hangi öğeleri bağlamıştır?
CEVAP:
(Yan cümleciğe ait) Dolaylı Tümleçleri bağlamıştır.
İlk iki dizenin yüklemini bulunuz. Yüklemler olumlu mudur? Niçin?
CEVAP:
1.dizenin 2 yüklemi vardır: “ümittir” ve “korku(dur)”
Her iki yüklem de “ne…ne” bağlacından dolayı şekil bakımından olumlu göründüğü halde anlamca olumsuzdur.
2.dizenin yüklemi ise “taparım” sözcüğüdür. Bu sözcük anlamca olumludur.
Bu bağlaçları "de" bağlacıyla değiştiriniz. Aynı anlamı sağlıyor mu? Belirtiniz.
CEVAP:
Hayır, aynı anlamı sağlamıyor. Çünkü her iki bağlacın da anlam değeri farklıdır.
"ne...ne" bağlacı cümleden çıkarıldığında anlamda bir daralma olup olmadığını söyleyiniz.
CEVAP:
"ne...ne" bağlacı cümleden çıkarıldığında anlamda daralma değil, değişme olmaktadır.
"ne...ne" bağlacı hangi kelimelerle ve nasıl grup oluşturmuştur? Açıklayınız.
CEVAP:
"ne...ne" bağlacı, 1.dizede “ümit” ve “korku” isimleriyle; 3.dizede ise “cennet” ve “cehennem” isimleriyle grup oluşturmuştur.
5.etkinlik
"Ve" bağlacı; aynı görevdeki öğeleri, kelimeleri ve cümleleri birbirine bağlama göreviyle kullanılır.
Aşağıdaki cümlelerde "ve" bağlacının hangi unsurları birbirine bağladığını yukarıdaki kutu cuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
Kitaplarını ve defterlerini çantasına yerleştirdi. (Nesneleri bağlamış)
Annesi ve babası onu ziyaret edecekmiş. (Özneleri bağlamış)
Sınavlara evde ve okulda düzenli olarak hazırlandı. (Dolaylı tümleçleri bağlamış)
Kuğulu Park'a gidecek ve bu sevimli kuşlara yem atacaktı. (Cümleleri bağlamış)
Burası bir zamanlar geniş ve güzel bir ovaydı. (Sıfatları bağlamış)
"ve" bağlacının yerine virgül veya noktalı virgül kullanılabilir mi? Açıklayınız.
CEVAP:
Evet, kullanılabilir. Çünkü virgül ve noktalı virgülün de görevi eş görevli sözcük ya da cümleleri sıralamak ve bağlamaktır.
6.etkinlik
Aynı görevdeki kelimeleri, söz gruplarını ve cümleleri birbirine bağlayan "de/da" bağlacının cümleye kattığı anlamlan yukarıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Toplantıda başkan yardımcısı da konuştu. (benzerlik, karşılaştırma)
- Önüme kırmızı halılar serseler de gitmem oraya. (dahi, bile)
- Bu kitabı oku da bana anlat lütfen. (zaman)
- Okulunu bitirecekmiş de öğretmen olacakmış. (küçümseme)
- Dün bizi saatlerce beklettin de gelmedin. (yakınma)
- Çalıştı da üniversiteyi kazandı. (neden)
- Çok çalıştı da kazanamadı. (ama, fakat)
- Kütüphaneye de gidilebilir dershaneye de. (tercih)
- Annesi de babası da onun buraya gelmesini istiyordu. (hem…hem)
- Sözü uzattı da uzattı. (pekiştirme)
7.etkinlik
Cümlede "ile" sözcüğünün yerine "ve" bağlacı getirilebiliyorsa bu kelime bağlaçtır.
Aşağıdaki cümlelerin sonundaki boşluklara "ile" sözcüğünün edat mı bağlaç mı olduğunu yazınız.
CEVAP:
- Silgisiyle kalemini yanına almadan sınava gelmiş. (BAĞLAÇ)
- Sabahleyin kuş sesleriyle uyanıyoruz. (EDAT)
"İle" sözcüğünün edat ve bağlaç görevinde kullanıldığı ayrı ayrı cümleler oluşturunuz.
CEVAP:
Edat : Otobüsle kamyonun hız sınırı bu yolda aynıdır.
Bağlaç : Otobüsle yaptığımız yolculuk çok rahattı.
8.etkinlik
Olumlu yüklemlerle birlikte kullanılan ve cümleye genellikle olumsuzluk anlamı kazandı ran "ne...ne" bağlacının aşağıdaki cümlelere kattığı anlamları kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Hava ne soğuk ne sıcak. (ortalama)
- Ne hasta bekler sabahı ne taze ölüyü mezar. (olumsuzluk)
9.etkinlik
Genellikle çekimli eylemlerden sonra kullanılan "ki" bağlacının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez içindeki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Bu köydeki insanlar iddia ederler ki bu su şifalıdır. (açıklama)
- Geldim, gördüm ki ortalıkta kimsecikler yok. (şaşma)
- Bu çocuklara da zaten güvenilmez ki! (yakınma)
- Acaba çocuğa bir kötülük yaparlar mı ki? (endişe)
- Bela ki ne bela! (pekiştirme)
10.etkinlik
Cümlede "yalnız ue ancak" sözcüklerinin yerine "sadece" edatı getirilebUiyorsa bu kelimeler edattır. Aynı sözcüklerin yerine "fakat" bağlacı getirilebUiyorsa bu kelimeler bağlaçtır.
Buna göre;
Aşağıdaki cümlelerin sonundaki boşluklara "yalnız ve ancak" sözcüklerinin edat mı bağlaç mı olduğunu yazınız. Ve bunların cümleye kattığı anlam farkını belirtiniz.
CEVAP:
- Dediklerini alırım; yalnız önce şu işi hâlledelim. (BAĞLAÇ) “fakat” anlamında
- Bu konuyu ona yalnız sen söyleyebilirsin, dediler. (EDAT) “sadece” anlamında
- Bizimle gelebilirsin; ancak hiç konuşmayacaksın. (BAĞLAÇ) “fakat” anlamında
- Bu konuyla ilgili olarak size ancak on dakika ayırabilir. (EDAT) “sadece” anlamında
"Yalnız" sözcüğünün edat, bağlaç, zarf ve sıfat görevinde kullanıldığı ayrı ayrı cümleler oluşturunuz. Bu sözcüğün cümlelere kattığı anlam farklarını belirtiniz.
CEVAP:
Edat: Buralarda yalnız onun sözü geçerlidir. (“sadece” anlamında)
Bağlaç: Sen de konuşabilirsin; yalnız hakaret etmek yok. (“fakat” anlamında)
Zarf: Tartışmada yalnız kalmaktan çok korkarım. (fiilimsiyi belirtmiş)
Sıfat: Sonunda ona da “Yalnız Adam” lakabını taktılar. (ismi nitelemiş)
12.etkinlik
"Ama, fakat, yalnız, ancak, lakin, ne var ki, ne yazık ki" cümlede aynı anlama gelen bağlaçlar dır. Bu bağlaçlar. "Çok çalışıyor ama başaramıyor." örneğinde olduğu gibi genellikle aralarında an lamca karşıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi ya da iki ayrı cümleyi birbirine bağlar.
"Ama" bağlacının cümleye kattığı anlamları aşağıdaki kutucuklardan seçerek parantez için deki boşluklara yazınız.
CEVAP:
- Arkadaşının kalbini kırdı ama çok üzüldü. (sebep)
- Çıkabilirsin ama önce ödevini bitir. (koşul, şart)
- Güzel ama güzel bir tatil geçirdik. (pekiştirme)
- Bak kızarım ama! (tehdit)
13.etkinlik
"Yalnız duyan yaşar." sözü derler ki doğrudur.
"Yalnız duyan çeker." derim, en doğru söz budur.
"Yalnız" sözcüğü cümlede niçin kullanılmıştır?
CEVAP:
Edat göreviyle kullanılmıştır.
Açıklayınız. "Yalnız"ın yerine "sadece" edatını getirebilir miyiz? Belirtiniz.
CEVAP:
Evet, getirebiliriz.
Bu tür kelimeler, metinden çıkarıldığında anlamın bozulup bozulmadığını tartışınız. Sonuç lan defterinize yazınız.
CEVAP:
Bu tür kelimeler, metinden çıkarıldığında anlam genellikle değişmekte veya bozulmaktadır.
14.etkinlik
Herhangi bir yapım eki almamış, kök hâlindeki bağlaçlar "basit": yapım eki alarak oluşturulmuş bağlaçlar "türemiş"; birden fazla sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşturulmuş bağlaçlar ise "birleşik" bağlaçtır.
Buna göre aşağıdaki bağlaçları gruplarına ayırarak bu bağlaçları ilgili yerlere yazınız.
CEVAP:
Basit Bağlaçlar: ve, de, ki, bile, hatta, ile, nitekim, lakin, ise, ancak, fakat.
Türemiş Bağlaçlar: üstelik, yalnız.
Birleşik Bağlaçlar: veya, ya da, çünkü, yoksa, oysa(ki), hâlbuki, madem(ki), ne var ki, ne yazık ki.
15.etkinlik
"Yalnız" sözcüğü aşağıdaki cümlelerde farklı görev ve anlamlarda kullanılmıştır. Bu cümlele rin yanındaki kutucuklardan "yalnız" sözcüğünün görevini işaretleyiniz.
CEVAP:
- Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, edat isim sıfat zarf bağlac
- Yeryüzünde sizin kadar yalnızım. edat isim sıfat zarf bağlac
- Yalnız Efe'yi seyrettiniz mi? edat isim sıfat zarf bağlac
- Yalnız seni sevdim ben, dedi. edat isim sıfat zarf bağlac
- Giderim; yalnız beni hiç aramayın. edat isim sıfat zarf bağlac
Bunların cümlelere kattığı anlam farklılıklarını tartışınız. Sonuçlan sözlü olarak ifade ediniz.
CEVAP:
1.cümlede, “gezen” fiilimsisini durum yönüyle belirtmiş bir zarftır. 2.cümlede ekeylem almış bir niteleme sıfatıdır. 3.cümlede “Efe” isminin niteleme sıfatıdır. 4.cümlede “sadece/tek/bir” anlamında bir edattır. 5.cümlede ise “fakat” anlamında bir bağlaçtır; bu cümleye “yalnız” sözcüğü, “koşul/şart” anlamı katmıştır.
Ölçme ve Değerlendirme
B. Gelecekten söz eden anlatım ile ilgili aşağıdaki bilgileri doğru yanlış (DY) olarak değerlen diriniz.
(D) Gelecekten söz eden anlatım, hayatın sürekli bir değişim içerisinde olduğunu savunan ve ede biyata hız ve dinamizm kazandırmak isteyen bir anlatım çeşididir.
(D) Gelecekten söz eden anlatıma bağlı gelişen edebiyat anlayışında geleneğin kalıplarından kur tulmak hedeflenmiştir.
(D) Gelecekten söz eden anlatıma bağlı gelişen edebiyatın bir hedefi de yeni biçim ve içerikle mo dern çağa dönük eserler vermektir.
(D) Bu anlatımı eserlerinde kullanan sanatçılara göre duygudan arındırılan ve süslü söyleyişlerden, klasik düşünce ve kalıplarından sıyrılmış bir sanat eserinde, modern hayatın imajlarıyla dolu an latımlar yer alacaktır.
(Y) Gelecekten söz eden anlatımla oluşturulmuş eserlerde yalnızca uzay. uzay mekikleri ve savaş lar anlatılır.
(Y) Anlam yönüyle birbirleriyle ilgili cümleleri ve aynı görevdeki kelimeleri birbirine bağlamaya ya rayan kelimeler edattır.
(D) Bağlaçlar cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlam ve anlatımında -genellikle- bozulma ve eksilme olmaz.
(D) Bazı bağlaçlar kaldırılıp yerlerine virgül veya noktalı virgül kullanılabilir.
(Y) Yalnız başına anlamı olmadığı hâlde, cümle içerisinde kelimeler arasında çeşitli anlam ilgileri kurarak anlam kazanan kelimeler bağlaçtır.
C. Aşağıdaki cümlelerde geçen bağlaçların altını çiziniz ve cümlede hangi anlamda kullanıl dıklarını yanındaki boşluklara yazınız.
- Ya bizimle geleceksiniz ya evde kalacaksınız. (tercih)
- Bütün arkadaşlarıyla arası iyi, öğretmenleriyle de çok iyi anlaşıyor. (karşılaştırma)
- Hüznün de kendine özgü bir güzelliği olduğunu düşünüyorum. (eşitlik)
- Sınavlar bitti ama hayat devam ediyor. (fakat)
- Bahçede kediler varmış da o yüzden eve girememiş. (küçümseme)
- Yüzünü bile hatırlamıyorum artık. (dahi)
- Derste anlatılanları iyi dinlemiş ki soruların hepsini cevapladı. (sebep)
- Size bir hikâye anlatacağım fakat siz sessiz duracaksınız. (koşul)
- Meğer yıllarca boşuna beklemişsin onu. (yeni farkına varma)
- Beni rahat bırakın zira ders çalışmam gerek. (sebep)
- Şiiriniz kısa olmalı çünkü uzun şiirler okuyucuyu çabuk sıkar. (sebep)
- Üzerinde eski püskü bir ceket vardı, üstelik ayağı da çarpıktı. (ayrıca)
- Kendisinden haber alamadık hatta öldüğünü bile düşündük. (üstelik, ayrıca/dahi)
- Madem istediniz, sınıf başkanı oluyorum. (sebep)
- Dün akşam izlediğimiz maç da maçtı hani. (pekiştirme)
- Eve tam zamanında gittim yoksa yemek yanabilirdi. (aksi takdirde)
- Babasını kaybettiği için hem okuyacak hem çalışacak. (ikisi birlikte)
D. Aşağıda bulunan edatları “edat kutusu”na, bağlaçları ise “bağlaç kutusu”na yazınız.
Edat Kutusu | Bağlaç Kutusu |
sadece, dolayı, kadar, değil, için, göre, sanki | veya, çünkü, hatta, yoksa, nitekim, üstelik, lakin, oysa(ki), hâlbu ki, madem(ki), ise, ister... ister, hem... hem, |
E. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.
1. Aşağıdaki yargılardan hangisi gelecekten söz eden anlatımla oluşturulmuş metinle rin özelliklerinden biri değildir?
- Varsayımlara başvurulması
- Açıklayıcı bilgilerle düşüncenin anlaşılması sağlanması
- İhtimal bildiren kelime ve kelime grupları nın kullanılması
- Anlatıcının, olayların tasarlanmasında kişi liğini gizlemesi
E) Zaman bildiren sözlerin ve çekimli fiillerin sık sık kullanılması
2. Sanço kardeş, diye bağırdı Don Kişot. mace ra denen şeyin tadına varacağız. Ama beni büyük bir tehlike içinde görsen bile. Yardım etmek için kılıcına davranmaktan sakın; ser seri takımının hücumuna uğradığım zaman başka tabi, o zaman yardımıma gelirsin. Sen şövalye olana dek, meslektaşlarıma saldır manı istemiyorum."
İspanyol yazar Cervantes (Servantes)'in Don Kişot isimli romanından alınan bu bö lüm, aşağıdaki anlatım çeşitlerinden han gisine örnek gösterilebilir?
- Betimleyici anlatım
- Açıklayıcı anlatım
- Gelecekten söz eden anlatım
- Tartışmacı anlatım
E) Öğretici anlatım
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "de", "da"bağlacı cümleye "eşitlik, gibilik" anlamı kat mıştır?
- O şiiri okumuş da anlayamamış.
- Bundan sonra özür dilese de affetmem.
- Gitti de bir mektup bile yazmadı.
- Sözünü ettiğim elbiseyi aldım da giymedim.
E) Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.
4. "İle" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangi sinde bağlaç olarak kullanılmamıştır?
- Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıllarca gidip geldi.
- Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı.
- Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı.
- Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yer leştirdi.
E) Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum için deydi.
5. Aşağıdaki metin türlerinin hangisinde gele cekten söz eden anlatımdan yararlanıl maz?
A) Hatıra B) Hikâye C) Roman
D) Tiyatro E) Şiir
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ne... ne..." bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
- Yaşıtlarına göre boyu ne uzun ne kısa.
- Ne şapkasını aldı ne şemsiyesini.
- Bu olaydan ne kendinin ne kardeşinin ha beri vardı.
- Ne evden dışarı çıkıyor ne kitap okuyor.
E) Ne arkadaşlarına soruyor ne başkasına.
7. Aşağıdakilerin hangisinde "ve" sözcüğü nes neleri bağlama göreviyle kullanılmıştır?
- Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
- Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla
- Su sesi ve kanat şakırtısından Billur bir avize Bursa'da zaman
- Öfkenin homurtusu geliyor dipten
Ve kadın İskilip'ten ya da Nizip'ten
E) Geceyi ve seni düşünüyorum Duyuluyor uğursuz uzaklığı seslerin
10.Sınıf Dil ve Anlatım Sayfa 189 - 212 Arası Cevaplar İçin Buraya Tıklayınız..
10.Sınıf Dil ve Anlatım Cevapları Ana Başlığına Gitmek İçin Buraya Tıklayınız..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder